Erzincan İliç’te madencilerimizin katili AKP iktidarıdır
Ülkemizin yeraltı-yerüstü zenginliklerini yıllardır emperyalizme peşkeş çeken oligarşik dikta rejiminin patronları işçi ve emekçi halkımızın alınteri, kanı ve canı üzerinden yeni yeni katliamlara imza atarak servetlerine servet katmaya devam ediyor.
Erzincan İliç‘te olan “toprak kayması” değildir. Olan şey göstere göstere gerçekleştirilen bir MADEN KATLİAMI’dır. Erzincan İliç’te madenci işçilerin de, doğanın da katili AKP’dir. Katil Anagold’dur. Katil Çalık holdig’dir!
Oligarşik rejimin iktidardaki temsilcisi AKP faşizmi, 2004 yılında Maden Kanunu’nda yaptığı değişiklikler ve 2005 yılında Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’ndeki düzenlemeleri ile ülkemizin yeraltı ve yer üstü zenginliklerini birkez daha emperyalist tekellere ve işbirlikçisi yerli sermaye gruplarının sınırsız yağmasına açtı.
Faşist AKP iktidarı, Maden Kanunu’nda yaptığı değişikle “SÖMÜRGE MEDENCİLİĞİ”ne onay vermiş ve bu düzenleme sonucu Erzincan İliç’te 9 işçi katledilmiştir. Erzincan’ın İliç ilçesinde Çalık Holding ve Kanadalı SSR Mining’e bağlı Çöpler Altın Madeni’nindeki katliamın sorumlusu SÖMÜRGE MADENCİLİĞİ’ne onay veren ERDOĞAN’DIR.
9 işçinin ölümüne sebep olan söz konusu maden, Anagold Madencilik Şirketi tarafından işletiliyor. Anagold’un yüzde 80’i Kanadalı altın maden şirketi SSR Mining’e, yüzde 20’si ise Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e ait. Maden iki yıl önce siyanür sızıntısıyla gündeme gelmiş, şirketin işletme ruhsatının iptal edilmesi için yapılan hukuki girişimler sonuçsuz kalmıştı. Uzun yıllardır bölgeyi zehirleyen maden tesisinde 2022 yılında 20 ton siyanürlü solüsyon etrafa saçıldı.
Katliamın yaşandığı Çöpler Altın Madeni’nde, siyanürlü “8-9 dönümlük bir blokun olduğu gibi kaydığı” katliamın sorumlusu yetkililer tarafından aktarıldı. Tonlarca siyanürün 100 dönümlük araziye yayıldığı, etrafa yayılan siyanürün “kaçak bir nükleer santralden daha fazla zarar verebileceği” daha önce bilirkişi raporlarında yer almış. Su, toprak ve havaya karışan siyanür’ün milyonlarca insanı, (kanser) hayvanı, doğayı ve bölgeyi etkileyeceği ve yıllara yayılacak bir faciaya yol açtığı şimdiden dillendirilmekte.
-Kendi topraklarımız üzerinde köle bir halk haline getirildik.
Bugün ülkemizde işgalci düşmanın ziyafet sofralarından kalan artıklarla beslenen bir avuç hain, bir avuç köpek bu alabildiğine iğrenç düzeni sürdürmek için, Amerikan emperyalizmine gerektiği gibi uşaklık etmek için kurdukları bu sömürü ve zulüm çarkını insafsızca çeviriyorlar.
Faşizmle yönetilen ülkemiz Türkiye’de, emekçi halkımızın umudunu burjuva düzene yedekleyen seçimleri çare olarak sunan her kim olursa olsun, oligarşik dikta rejiminin sömürü ve zulüm çarkının dönmesinden yanadır. Omurgasızlığına ve oportünistliğine kılıf uyduran emperyalizmin soldaki uzantısıdır.
Kaybedeceğimiz hiç bir şey yoktur. Amerikan emperyalizminin ve yerli uşağı sömürücü sınıfların iktidarını yıkmak, bağımsız, demokratik ve sosyalist bir Türkiye için tek yol silahlı halk kurtuluş savaşıdır.